Blog

Jouhatsu: Japonya’da Toplumsal Baskılardan Kaçıp “Buharlaşan” Bireylerin Hikayesi

Jouhatsu: Japonya'da Toplumsal Baskılardan Kaçıp "Buharlaşan" Bireylerin Hikayesi

Düşünün; bir sabah uyandığınızda her şeyi geride bırakıp aniden yok oluyorsunuz. Arkadaşlarınız, aileniz, iş yeriniz… Hepsinin ardında bir sis gibi kayboluyorsunuz ve yepyeni bir kimlikle farklı bir yaşam sürmeye başlıyorsunuz. Bu durum, distopik bir film sahnesi gibi görünebilir ama aslında Japonya’da her yıl binlerce insanın seçtiği bir gerçeklik: Jouhatsu. Japoncada “buharlaşma” anlamına gelen bu terim, modern dünyanın en ilginç toplumsal kaçış biçimlerinden birini ifade ediyor. Ve evet, bu hikâyeler ilham verici olduğu kadar derin bir hüzün de barındırıyor. Jouhatsu, yalnızca fiziksel bir yok oluş değil, aynı zamanda toplumsal baskılardan, beklentilerden ve bitmek bilmeyen yaşam yükünden kaçmanın bir yolu. Ancak bu yol, masalsı bir özgürlük hikâyesinden çok daha fazlasını, insan ruhunun derin yaralarını ve sessiz çığlıklarını açığa çıkarıyor. 42 yaşındaki Sugimoto’nun kasabasını terk edip valizini alarak sessizce kaybolması, sadece bireysel bir kaçış hikâyesi değil; aynı zamanda Japonya’nın toplumsal düzeninin görünmeyen yüzüne bir pencere aralıyor. Peki, jouhatsu nedir?

Japoncada “buharlaşma” anlamına gelen jouhatsu, aslında toplumsal bir kaçış biçimini ifade ediyor

Bu insanlar, yaşamlarının sıkıntılarından kurtulmak için tamamen kayboluyorlar. Ancak bu kayboluş, görünmez bir sis gibi gerçekleşiyor; iz bırakmadan yepyeni bir hayat başlatıyorlar.

42 yaşındaki Sugimoto’nun hikayesi, jouhatsu’nu anlamak için harika bir örnek. Küçük memleketinde herkes onu tanıyordu ve ailesinin işini devralmasını bekliyorlardı. Ancak bu bekleyiş o kadar ağır geldi ki, birkaç eşyasını topladı ve kasabasını sonsuza dek terk etti. “Bir nevi kaçtım,” diyor Sugimoto, nereye gittiğini kimseye söylemeden yeni bir hayata başlamış.

Jouhatsu’nun ardındaki sebepler, basit bir kaçış isteğinden çok daha karmaşık. Sevgi dolu bir evlilikten yokluk, maddi borçlar, toplumsal baskılar… Liste uzayıp gidiyor. Ancak ortak bir nokta var: Hayattan bıkkınlık

Jouhatsu: Japonya'da Toplumsal Baskılardan Kaçıp "Buharlaşan" Bireylerin Hikayesi

Buharlaşma süreci, kendi başına oldukça zor ve karmaşık olabilir. İşte burada, Japonya’daki “gece taşıma” şirketleri devreye giriyor. Bu şirketler, jouhatsu olmayı seçenlere taşınma, barınma ve gizlilik konularında yardımcı oluyor. Kurucusu Sho Hatori, bu işi 90’larda Japonya’nın ekonomik krizi sırasında başlatmış. “Başta insanların sadece maddi çöküş yüzünden kaçtığını sanıyordum. Ancak kısa sürede sosyal sebeplerin de ne kadar büyük bir rol oynadığını fark ettim,” diyor.

İlginizi çekebilir:

Turistlerin İnsanlara Ve Etrafa Dokunmasının Yasak Olduğu Malana Köyü

Japonya’da kaybolmak, diğer ülkelere kıyasla çok daha kolay

jouhatsu

Çünkü gizlilik burada çok değerlidir. ATM’lerden rahatça para çekebilir, güvenlik kameraları sizi takip etmez ve polis, arkanızda bir suç bırakmadığınız sürece sizi aramaya pek niyet etmez. Sosyolog Hiroki Nakamori, jouhatsu üzerine on yılı aşkın süredir araştırma yapıyor. 1960’lardan beri buharlaşma fenomeninin arttığını belirtiyor. Özellikle Japonya’daki düşük boşanma oranları, insanların resmi boşanma süreçlerinden kaçmak için eşlerini terk etmeyi tercih etmesine yol açıyor.

Her ne kadar kulağa romantik bir kaçış gibi gelse de jouhatsu olmanın arkasında büyük acılar yatıyor

jouhatsu

Aile üyeleri kayıplarının yasını tutarken, birçok kişi kendi yükünden kurtulmaya çalışıyor. Ancak Nakamori’nin de belirttiği gibi, “Ailenin yapabileceği tek şey ya beklemek ya da bir dedektif tutmak.”

İlginizi çekebilir:

Brocken Hayaleti: Doğanın Sunduğu En İlginç Optik İllüzyonlardan Biri

“Şok oldum.” Bu sözler, ismini vermek istemeyen ve 22 yaşındaki oğlunun kayboluşuyla yüzleşen bir anneye ait. Hikâyesine birlikte bakalım👇

Jouhatsu: Japonya'da Toplumsal Baskılardan Kaçıp "Buharlaşan" Bireylerin Hikayesi

Oğluyla olan son konuşmasından itibaren, genç adamdan hiçbir haber alamamış. Kadının anlattıklarına göre, oğlu işini iki kez bırakmış ve her iki durumda da başarısızlık hissiyle başa çıkmakta zorlanmış. “Kendini tamamen harap hissetmiş olmalı,” diyor anne, kelimeleri boğazında düğümlenirken.

Çaresizlikle dolu bir kararlılıkla, oğlunun yaşadığı yere giden kadın, binayı defalarca aradı ve onu görme umuduyla günlerce arabasında bekledi. Ama beklediği kişi bir daha hiç gelmedi.

Anne, kayıp oğlunu bulmak için polisle irtibata geçtiğinde aldığı cevap ise tam bir hayal kırıklığı oldu: “Ancak şüpheli bir intihar durumu varsa müdahale edebiliriz.” Dahası, bir intihar notu bulunmadığı için yardım etmeyi de reddetmişler.

“Elbette, insanların kötü niyetle bilgi kullanabileceğini anlıyorum,” diyor anne. “Belki de bu, kötüye kullanımın önüne geçmek için gerekli bir yasa. Ama ya bizim gibi çaresiz ebeveynler? Suçlular ve sapıklarla aynı kefeye konulmak adil mi?”

Kadın, yasanın bu şekilde düzenlenmesinin kendisini sadece bir cesedin, oğluna ait olup olmadığını kontrol etmekle sınırlı bıraktığını söylüyor: “Bana kalan tek şey bu.”

Bu hikaye, yalnızca bir annenin değil, kaybolan sevdiklerini bulmaya çalışan herkesin içindeki karmaşayı gözler önüne seriyor. Geride kalanlar için yalnızca cevaplar değil, aynı zamanda bu cevaplara ulaşmak için gerekli adalet de şart. Çünkü bu durum yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda bir hikaye: umut, çaresizlik ve asla bitmeyen bir bekleyişin hikayesi.

Japonya’da insanların arkalarında iz bırakmadan kaybolmasını sağlayan birçok şirket var

Jouhatsu: Japonya'da Toplumsal Baskılardan Kaçıp "Buharlaşan" Bireylerin Hikayesi

Bir başka örnek daha: Sugimoto, kasabasında karısını ve çocuklarını bırakan bir iş adamı. “Sürekli yanlış bir şey yaptığımı hissediyorum,” diyor. Bir yıldır çocuklarını görmediğini ve onlara iş seyahatinde olduğunu söylediğini itiraf ediyor. Ancak en büyük pişmanlığı, onları terk etmek.

Şu anda Tokyo’nun sakin bir bölgesinde, kimliğini gizlemek için soyadını kullanan Saita adlı bir kadının işlettiği bir evde yaşıyor. Saita, “gece taşıma” adı verilen, insanların izlerini kaybettirip yeni bir hayata başlamalarına yardımcı olan bir şirketin sahibidir. İlginç olan, Saita’nın da bir zamanlar bir jouhatsu olmasıdır.

17 yıl önce fiziksel şiddet gördüğü bir ilişkiden kaçarak “kaybolan” Saita, şimdi bile kendini kayıp biri olarak tanımlıyor: “Bir bakıma hâlâ kayıp bir insanım,” diyor. Kendi geçmişinden edindiği deneyimlerle başkalarına yardım etmeyi kendine görev edinmiş.

“Çok farklı tipte müşterilerim var,” diyor. “Kimi aile içi şiddetten kaçıyor, kimi ise ego ve kişisel sebeplerden. Asla yargılamam. ‘Senin problemin yeterince ciddi değil’ demem. Herkesin kendi savaşı var.”

İnsanlar aile içi şiddet, başarısızlık hissi, yalnızlık, boşanma gibi birçok nedenden dolayı buharlaşmayı seçebiliyor

Jouhatsu: Japonya'da Toplumsal Baskılardan Kaçıp "Buharlaşan" Bireylerin Hikayesi

Ancak kaçmak, geçmişin tamamen silindiği anlamına gelmiyor. “Gerçeği yalnızca büyük oğlum biliyor,” diyor. “13 yaşında. Bana söylediği bir söz hâlâ aklımdan çıkmıyor: ‘Babamın verdiği karar, onun hayatıdır ve ben bunu değiştiremem.’ Bu yaşta benden daha olgun konuşuyor, değil mi?”

Kaynak: 1

Bir yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da var

Venedik, İtalya'nın büyülü şehri: Gezilecek En Popüler ve Az Bilinen Yerler
Blog

Venedik, İtalya’nın büyülü şehri: Gezilecek En Popüler ve Az Bilinen Yerler

 Venedik, İtalya’nın büyülü şehirlerinden biri olarak adını tarihi dokusu, romantik kanalları ve göz alıcı mimarisiyle duyuruyor. Denizin ortasında serpilen bu
"Las Vegas'ta Gezilecek Yerler: Işıltılı Eğlencenin Kalbinde Unutulmaz Anlar"
Blog

“Las Vegas’ta Gezilecek Yerler: Işıltılı Eğlencenin Kalbinde Unutulmaz Anlar”

 Las Vegas, Amerika Birleşik Devletleri’nin Nevada eyaletinde yer alan, ışıltılı ve renkli dünyasıyla ünlü bir şehirdir. Her yıl milyonlarca turisti