Milattan önce 690’lara kadar uzanan tarihi ile Pamfilya sınırındaki Likya’nın son kenti olan Phaselis Antik Kenti‘nde gerçekleştirilen kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında son 2 yılda hız kazandı ve 12 ay boyunca sürdürüldü.
Pers, İskender ve Roma dönemlerine ait kalıntıları barındıran, üç limanı ile dikkat çeken nadir antik kentlerden biri olarak tanımlanan Phaselis’te, Prof. Dr. Erdoğan Aslan’ın liderliğinde yürütülen kazılar sırasında yeni keşifler elde edildi.
Prof. Dr. Aslan, bölgede 1980’li yıllarda başlatılan kazıların, özellikle Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sağladığı destekle son iki yılda önemli bir ilerleme kaydettiğini belirtti.
Kısa süre içinde çok daha fazla veriye ulaşıldığını vurgulayan Aslan, “Phaselis Antik Kenti’nde yaptığımız kazılarda Arkaik döneme tarihlenen bir altar yapısı, yani bir kutsal alan ve içinde küçük adak heykelcikleri bulundu. Bu bulgu milattan önce 620’lere denk geliyor. Son derece önemli bir keşif ve buluntu grubu. Bulduğumuz eserler, 100 yılda bir veya 200 yılda bir karşılaşılabilecek nitelikte. Kentin erken dönem tarihini aydınlatma açısından muazzam bir değere sahip” dedi.

Aslan, heykellerin kırık halde bulunduğunu ve bunun, tanrılara adamak üzere kırılmış olduklarını gösterdiğini kaydetti. Bir tür kurban etme eylemi gerçekleştirildiğini belirten Aslan, “Çukurda bulduğumuz bütün heykeller kırık haldeydi, nedeni o dönemde adak olarak kırılıp bırakılmış olmaları. Yapının antik limanın hemen yanında bulunması da ayrı bir anlam taşıyor. Burada muhtemelen ilk şehir kurulduğunda bu liman kullanılıyordu ve buradan gelen giden gemilerin yolcuları ve sahipleri burada adak adayıp, denize çıkıyorlardı; kendi ülkelerine sağ salim dönmek için” diye açıkladı.
Küçük adak heykellerinin taş ya da seramikten yapılmış iki grubu içerdiğini ifade eden Aslan, şöyle devam etti:
“Buluntular arasında insan, aslan, at, binici, süvari ve savaşçı figürleri bulunuyor. Hem antik kent, hem de tüm kıyı bölgemiz ve Doğu Akdeniz’deki antik dönemleri için sansasyonel buluntular. Arkeologlar için son derece heyecan verici bir keşif. Hem dönemi hem de nadir bulunması nedeniyle, ait olduğu yapıyla bir kompleks olarak adandığı yerle birlikte çok heyecan verici bir veri grubu.”

Aslan, buluntuların Kıbrıs ve Mısır kökenli olduğunu belirtti ve bunun, kentin erken dönemindeki Kıbrıs ve Mısır ile ilişkileri açıkladığını vurguladı. Aslan, “Herodot, milattan önce 650’li yıllarda Phaselis’in de dahil olduğu birkaç kentten Mısır’ın Naukratis kentinde Hellenion’un kurulduğunu anlatır, bu nedenle biz de Naukratis ve Kıbrıs bağlantısını görüyoruz. Bellidir ki onlar da buradaki kutsal alanı ziyaret ediyorlardı ve hediyelerini, sunaklarını yapıyorlardı, ki bunu buradaki yazıtlardan ve arkeolojik buluntulardan Apollon için adandığını anlıyoruz” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Erdoğan Aslan, yeni buluntulara ulaşmak amacıyla kazı çalışmalarının kesintisiz ve hızlı bir şekilde devam edeceğini dile getirdi.