Yurt dışında kendinize huzur bulabileceğiniz, hem bedeninizi hem de ruhunuzu dinlendirebileceğiniz bir huzur mekanı mı arıyorsunuz? Dünyada böyle yerler kesinlikle mevcut. Tibet’i düşünebilirsiniz. Eğer muazzam bir tarihi yapıyı görmek ve keşfetmek istiyorsanız, Tibet’teki Potala Sarayı bu fırsatı sunuyor. Bu tatil, sakinliğin ve huzurun zirvelerine ulaşmanızı sağlayabilir. Tatilinizin tadını çıkarın; biz Lhasa ve Potala Sarayı hakkında detaylı bilgi derledik.
Tibet Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Lhasa’dır ve nüfusun %87’si Budisttir. Tibet, dünyanın en yüksek bölgelerinden birine sahiptir. O kadar yüksektir ki, bu bölge “Dünyanın çatısı” olarak adlandırılır. Bu zorlu coğrafyaya rağmen, farklı bir şehir değil, adeta farklı bir dünyaya adım atmış gibi hissedeceğiniz Tibet, tam size göre olabilir. Kendine has bitki örtüsü, coğrafyası ve yapısıyla, yeniden keşfedecek ve adeta yeniden doğacaksınız. Kültürü ve insanların yaşam tarzları, hayata bakış açınızı değiştirebilir. Tibet’in yaşam tarzı, modern dünyadan oldukça farklı olduğundan, bölge mistik bir atmosfer taşır.
Tibet’te Budizm, M.S. 5. yüzyılda ortaya çıkmıştır ve yalnızca bir din değil, aynı zamanda ahlaki öğretiler ve derin felsefi düşünceler içerir. Bu öğretiler, Brahma inancından türetilmiştir ve doğayla uyum, tapınma değil, tabiatla bir bütün olma, kendi iç kontrolünü sağlama gibi kavramlar Budizm’in temel unsurlarını oluşturur. Günümüzde Batı kültürlerinde yapılan yoga, meditasyon gibi yaşam felsefeleri Budizm kökenlidir. 17. yüzyıldan bu yana Dalai Lama, bu ülkenin ruhani lideridir.
Tüm bu güzelliklere ulaşmak beklenenden daha zor olabilir. Türkiye’den Tibet’e doğrudan düzenlenen turlar bulmak oldukça güçtür. Türkiye’deki seyahat acenteleri genellikle Çin üzerinden Tibet’e turlar düzenlemekte, bu da maliyet açısından pahalı ve gereksiz uzun bir süreç olabilmektedir. Hem Çin hem de Tibet için ayrı bir vize almak gerekebilir. Bu coğrafyaları gezmek, manzara ve deneyim açısından oldukça nadir bir fırsattır.
Tibet’e doğru yükseklik, herkes için uygun olmayabilir. Sağlık durumunuzun bu yükseklikte kalmaya uygun olması önemlidir. Birçok kronik sağlık durumu, bu tür bir seyahati olumsuz etkileyebilir. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp rahatsızlıkları, astım ve yüksek kolesterol gibi sağlık sorunları varsa, Tibet seyahatinizi gözden geçirmelisiniz. Eğer bu tür bir gezinin üstesinden gelebileceğinize inanıyorsanız, Tibet’e ulaştığınız ilk gün otelde dinlenmeli ve seyahatiniz boyunca bol bol su içmelisiniz.
Tibet’in en çok ziyaretçi çektiği dönemler Mart, Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim ayları arasındadır. Tibet, Türk vatandaşlarına vize uygulamaktadır. Genel pasaport sahiplerine yalnızca seyahat süresi boyunca vize verilmektedir. Yeşil pasaport sahiplerinin giriş izni bulunmamaktadır. Türkiye’nin konsolosluklarından alınan vizeler, Tibet’e giriş yapmanıza izin vermez. Tibet’e giriş için vize almanız gerektiğinde Çin veya Nepal’den alınması gerekmektedir. Ayrıca bireysel vize almanıza izin verilmediğinden, grup vizesi almanız gerekecektir.
Lhasa Gezi Rehberi
Tibet Özerk Bölgesi’nin merkezi Lhasa, Çin’in güneybatısında yer alır. Bu dağlık coğrafya, Everest Dağı’nın bulunduğu yüksek zirveleri içinde barındırmakta ve Lhasa’nın 3650 metre rakımında etkileyici bir yükseklikte kurulmasına olanak tanımaktadır.
Lhasa, Nyaingentanglha Dağları arasında, Lhasa Nehri’nin kenarında konumlanmış bir şehirdir. Burası, tarih boyunca Budist rahiplerin yoğun nüfusu ile dini bir öneme sahip olmuştur.
Lhasa’nın en etkileyici yapılarından biri olan Potala Sarayı, ilk görüşte göz alıcıdır. 7. yüzyılda inşa edilen bu saray, 13 katlı ve 110 metre yüksekliğindedir, içerisinde sayısız oda barındırmaktadır. Eskiden sürgünde yaşayan Tibet’in manevi lideri 14. Dalai Lama da burada ikamet etmiştir. Potala Sarayı, UNESCO Dünya Mirası listesinde önemli bir yere sahiptir.
Lhasa’nın dini açıdan en değerli yerlerinden biri olan Jokhang Tapınağı, sadece ruhaniyetiyle değil, içinde barındırdığı yaklaşık 3000 Buda figürü, el yazmaları ve Tibet’in tarihine dair diğer önemli eşyalarıyla da bölgenin zenginliklerinden biridir. Bu tapınak aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alarak kültürel mirası koruma altına alır. Lhasa’daki UNESCO listesindeki üçüncü yer ise Norbulingka’dır. Bu mekan, bir dönem Dalai Lama’nın yazlık sarayı olarak kullanılmıştır. Norbulingka, muhteşem bahçe düzenlemesiyle bilinir ve Tibetçe “Hazine Bahçesi” anlamına gelir.
Potala Sarayı
Potala Sarayı, Tibet Özerk Bölgesi’ndeki tarihi bir yapıdır ve kökleri 7. yüzyıla kadar uzanır. Tubo Krallığı’nın yöneticilerinden Songzanganbu’nun talimatıyla inşa edilmiştir. İlk inşa edildiğinde adı Hongshan Sarayı olarak anılmış, ancak Tubo Krallığı’nın çöküşüyle birlikte bu yapı yıkılmış ve yerine Potala Sarayı yapılmıştır.
Potala Sarayı, Tibet Özerk Bölgesi’nde yer alan antik bir mimari komplekstir. Tubo Krallığı’nın lideri Songzanganbu’nun direktifiyle 641 yılında kraliyet sarayı ve savunma kalesi olarak inşa edilmiştir. Bir savaş sırasında zarar gören sarayın büyük bir kısmı yanmış ve 5. Dalai Lama tarafından 17. yüzyılda yeniden inşa edilmiştir; bu kişi dini ve dünyevi anlamda öne çıkan bir liderdir. Sarayın mevcut hali, 17. yüzyıldaki restore sürecinin bir sonucu olarak günümüze ulaşmıştır.
Özellikleri
Potala Sarayı, Tibet mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir. Deniz seviyesinden 3700 metre yükseklikte bulunan bu saray, toplamda 360 bin metrekarelik bir alana sahiptir. Güneyden kuzeye 270 metre, doğudan batıya ise 360 metre uzunluğundadır. 117 metrelik yüksekliği ile toplamda 13 katlıdır.
Potala Sarayı, taş ve ahşaptan oluşan Beyaz Saray ve Kızıl Saray olarak iki bölümden oluşmaktadır. Beyaz Saray, 5. Dalai Lama’nın ikametgahı olarak kullanılmıştır ve geniş odalar, salonlar, tapınaklar ve avlular içermektedir. Kızıl Saray ise Buda’ya ibadet için ayrılmıştır; birçok odası bulunmaktadır ve bazı stupalarında yer alan altın kaplamalarla ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ayrıca, 5. Dalai Lama’ya ait 14,85 metre yüksekliğindeki muazzam Stupa, inci ve yeşim taşı kullanılarak yapılmıştır.
Potala Sarayı, Tibet’in en uygun hava koşullarının yaşandığı Nisan ve Ekim ayları arasında yoğun ziyaretçi almaktadır. Koruma altında olduğundan, bu dönemlerde günlük ziyaretçi sayısı maksimum 3000 kişi ile sınırlıdır. Yoğunluk nedeniyle her ziyaretçiye sadece bir saatlik gezi süresi tanınmaktadır. Saray, haftanın her günü 09.30 ile 15.00 saatleri arasında ziyarete açıktır ve giriş ücreti döneme göre değişkenlik göstermektedir.
Alışveriş
Tibet, Çin’in Tibet Özerk Bölgesi olarak bilinen alanı, derin bir kültüre ve Budizm inancına ev sahipliği yapmaktadır. Bu toplumun köklü tarihine bakıldığında, dini inançlarını ve kültürel özelliklerini genelde zanaat ürünleriyle yansıttığı görülmektedir. Tibet maskeleri, bıçakları, thangka nakışları gibi eserler, bölgeye özgü olmaları sebebiyle dünya genelindeki turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu değerli eşyalar ve zanaat eserleri, Tibet geleneğinin hala canlı olduğunu gösteren önemli örneklerdir.
Tibetliler, özel takılarını oluştururken mercan, akik ve Tibet’e özgü gümüş gibi sıra dışı malzemeleri kullanır. Bu takılar sadece bir moda unsuru değil, aynı zamanda uğurlu simgeler veya tılsımlar olarak da işlev görür ve içsel güzellikleri temsil eder. Tibet takıları genellikle doğanın saf güzelliğini ve vahşi ortamını yansıtacak şekilde özel olarak tasarlanır. Bu aksesuarların üretiminde manevi değerler ön plana çıkar ve tanrılara bir şükran ifadesi olarak kullanılır.
The post Tibet’in Sessiz Sükuneti Lhasa ve Potala Sarayı Nerededir? Özelliği Nedir? appeared first on Seyahat Blogu – Hepsiburada Seyahat.