Bir zamanlar kralların ve aristokratların ikametgahı olan bu yapılar, şimdi dünyanın en çok ziyaret edilen turistik yerleri arasında! Sadece kralların evi değil; birçok sanatçının ilham kaynağı olmuş, yazarların kitaplarında, şarkıcıların parçalarında yer bulmuş muhteşem yapılar! Meraklılar için derledik, işte dünyanın en etkileyici yedi sarayı!
Versay Sarayı
Öncelikle bir av köşkü olarak inşa edilen Versay Şatosu, 16. Louis’in döneminde kazandığı ünle parladı. Ünlü kişilerin ağırlandığı salonlar, bahçeler, labirentler ve fıskiyeler, bu şatonun çekim merkezine dönüşmesine katkı sağlayan sadece birkaç özelliktir. Dünyanın en etkileyici opera binalarından biri olan Opéra de Versailles’e sahip bu şato, mutlaka görülmesi gereken bir yer!
Pitti Sarayı
Floransa’nın mutlaka görülmesi gereken en önemli simgelerinden biri olan Pitti Sarayı (Palazzo Pitti), bir zamanlar Toskana Dükleri’nin ve İtalya Kralı’nın evi olarak hizmet vermiştir. 1549’da Mediciler tarafından satın alınarak, sergilediği muhteşem mobilya ve sanat eserleriyle donatılmış bir Rönesans sarayına dönüştürülmüştür. Günümüzde çeşitli müzelere ev sahipliği yapmaktadır; en dikkat çekici olanları arasında Museo degli Argenti, Museo delle Porcellane, Galleria del Costume bulunmaktadır. Raphael’in büyüleyici portrelerine ve Boboli Bahçeleri’ne de zaman ayırmayı unutmayın!
Windsor Sarayı
Windsor Sarayı, Ortaçağ’dan beri Kraliyet Ailesi tarafından sürekli olarak ikamet edilen ve dünyanın en büyük yerleşim alanı olan tek İngiliz sarayıdır. 1070 yılında inşaatına başlanan bu yapı, yüzyıllar boyunca genişlemeye ve gelişmeye devam etmiştir. Tarihi ve gelenekleriyle turistlerin ilgisini çeken bu sarayı ziyaret etmek için en güzel zaman, nöbet değişiminin gerçekleştiği saat olan 11.00.
El Hamra Sarayı
İspanya’nın Granada şehrinde yer alan El Hamra Sarayı, 13. yüzyılda Nasır Hanedanlığı’nın kralları için inşa edilmiştir. Birçok avlusu ve bahçesi bulunan bu saray, Güney İspanya’nın mimarisinde Arap etkisinin en güzel örneklerinden biridir. Arapça yazı ve motiflerle süslenmiş olan yapı, bir zamanlar güçlü krallar ve kraliçelerin yaşadığı bu mekanda, günümüzde gezilmesi gereken en etkileyici saraylardan biri olarak öne çıkmaktadır.
Potala Sarayı
Marpo Ri tepesi üzerinde, Lhasa vadisinin 130 metre yukarısında bulunan Potala Sarayı, Tibet’in en büyük anıtsal yapısıdır. 7. yüzyılda yapılan ilk sarayın ardından, mevcut yapının inşası 1645 yılında beşinci Dalai Lama döneminde başlamış ve 1648’de tamamlanmıştır.
Chambord Şatosu
Fransa’nın Versay’dan sonra en çok turist çeken ikinci şatosu olan Chambord Şatosu, Fransız Rönesansının bir eseri olarak öne çıkmaktadır. 440 oda, 365 şömine ve 84 merdivenden oluşan bu muhteşem yapı, 1519’da Kral François tarafından yakındaki bölgede av yapmak için inşa edilmeye başlanmıştır. Soğuk ve geniş odaları, şatoya asil bir hava katarken, Kral François burada toplamda yalnızca 40 gün kalmayı tercih etmiştir.
Topkapı Sarayı
İstanbul’un Fethi sonrası inşa edilen bu saray, Fatih Sultan Mehmet’in emriyle yapılmıştır. 1465-1853 yılları arasında, yani dört yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olarak hizmet vermiştir. Bu süre zarfında birçok değişiklik geçiren saray, günümüzde dört avlu ve birçok küçük yapıdan oluşan bir kompleks haline gelmiştir.