Türkiye, zengin tarihi mirasıyla dikkat çeken bir ülkedir. Bu toprakların geçmişini yansıtan saraylar ise gerçekten keşfedilmeye değer. İstanbul’daki en etkileyici 4 sarayı sizler için derledik.
Dolmabahçe Sarayı
İstanbul’un Beşiktaş semtinde yer alan bu saray, 110.000 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Dolmabahçe, 400 yıl önce Osmanlı donanmasının demir attığı bir koy olarak biliniyor. Ayrıca, geleneksel denizcilik törenleri de burada gerçekleştiriliyordu. Koy, 17. yüzyılda doldurulmaya başlanarak padişahların boş zamanlarını geçirdiği bir bahçeye dönüştürülmüştür. Geçtiğimiz süreçte yapılan düzenlemelerle sarayın inşaatı 1843 yılında başladı ve 1856 yılında tamamlandı. Dolmabahçe Sarayı, Harem, Mabeyin, Saat Kulesi ve Dolmabahçe Camisi gibi ana yapılara sahip olup, içinde 285 oda, 46 salon, 6 hamam ve 68 tuvalet yer almaktadır. Eklektik mimarisi, Fransız Baroku, Alman Rokokosu, İngiliz Neo Klasizmi ve İtalyan Rönesansı gibi stillerin harmanlanmasıyla oluşmuştur. Bu büyüleyici sarayı görmeyi kesinlikle ihmal etmeyin!
Topkapı Sarayı
Tarihi İstanbul Yarımadası’nda bulunan sarayın yapımına, İstanbul’un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet’in emriyle 1460’lı yıllarda başlanmıştır ve 1478’de tamamlanmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nın aksine, Topkapı Sarayı, tek seferde yapılan bir yapı değil, 19. yüzyıla kadar eklenen unsurlarla oluşturulmuştur. 700.000 metrekarelik bir alana yayılmaktadır ve 4 adet avluya ev sahipliği yapmaktadır. İlk avlu, Alay Meydanı olarak bilinir ve burada Darphane, Hastane, Fırın, Aya İrini Kilisesi gibi yapılar bulunmaktadır. Sarayın ikinci avlusu, Divan Meydanı veya Adalet Meydanı olarak bilinmektedir ve burada törenler düzenlenmiştir. Üçüncü avlu, padişaha ait olan Arz Odası gibi yapıları içermektedir. Son avlu ise Bağdat ve Revan Köşkleri gibi birçok önemli yapıyı barındırmaktadır. Dünyanın en büyük saray-müzelerinden biri olan Topkapı Sarayı, İstanbul’da görmeniz gereken yerler arasında yer almaktadır.
Yıldız Sarayı
18. yüzyılın sonlarında, Sultan 3. Selim tarafından annesi Mihrişah Sultan için inşa edilen bu saray, Topkapı Sarayı gibi dağınık bir düzenle inşa edilmiştir. Saray, Büyük Mabeyin, Şale Köşkü, Malta Köşkü, Çadır Köşkü ve Yıldız Saray Müzesi gibi yapılardan oluşmaktadır. Ek yapılarla birlikte toplamda 500.000 metrekarelik bir alana ulaşmıştır. Mimari anlayışı oldukça sade ve modern olan bu yapı, Türk-Osmanlı saray mimarisinin son temsilcilerindendir. Zamanla eklenen yapılar ve imalat tesisleri, burayı kültürel ve zanaat merkezi haline getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin uzun yıllar boyunca kullandığı bu sarayı, İstanbul’da ziyaret etmeniz gereken yerler arasında mutlaka yer almalıdır.
Beylerbeyi Sarayı
Beylerbeyi Sarayı, 1863-1865 yılları arasında inşa edilmiştir ve ek binalarıyla birlikte 3.000 metrekarelik bir alanı kapsar. Dışarıdan batı tarzında, içeriden ise klasik Osmanlı mimarisine sahiptir. Bizans döneminde de kullanıldığı bilinen bu alanda, Sultan Abdülaziz yeni bir yapıyla Beylerbeyi Sarayı’nı inşa etmiştir. Bu saray, döneminde yazlık saray ve devlet konuk evi olarak kullanılmıştır. Günümüzde, ana yapılar olan Mabeyin ve Harem bölümlerinin yanı sıra, köşkleri, bahçeleri ve tünelleri ile birlikte oldukça dikkat çekici hale gelmiştir. Ziyaretçileri büyüleyen bu sarayı mutlaka görmelisiniz.
