Denizcilik merakınız varsa veya Antarktika’ya gitmeyi hayal ediyorsanız, Drake Geçidi hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Eğer hâlâ duymadıysanız endişelenmeyin, çünkü burası okyanusun en çılgın, fırtınalı ve korkutucu yerlerinden biri! Adını 16. yüzyılda yaşamış ünlü kâşif Sir Francis Drake’ten alan bu geçit, Güney Amerika’nın en uç noktası ile Batı Antarktika Yarımadası arasında uzanan dar bir okyanus kanalıdır. Ama hemen “Eee, bu sadece bir okyanus geçidi” demeyin! Burası sıradan bir deniz yolu değil, dev dalgalar, ölümcül fırtınalar ve okyanusun vahşi doğasıyla meşhur bir bölgedir. Öyle ki burada seyahat eden gemiciler için “Drake Kabusu” ya da “Denizcilerin Korkulu Rüyası” gibi isimlerle anılmaktadır.
Drake Geçidi, Güney Amerika’nın en uç noktası ile Antarktika Yarımadası arasındaki bir okyanus koridoru
Burası, sanki iki kıta arasında sıkışmış bir su canavarı gibidir! Drake Geçidi’nin genişliği yaklaşık 965 kilometre olmakla birlikte, çevresindeki devasa okyanuslara nazaran oldukça dar. Bu sıkışma, buradan akan su akıntılarını hızlandırır! Atlantik, Pasifik ve Güney Okyanusu’nun güçlü akıntıları burada birleşerek bir su savaşı oluştururlar.
Üstüne Antarktika’nın batısından doğuya doğru esen engellenmemiş sert rüzgarlar eklenince, gerçek bir kaos ortaya çıkar. Bu hiperaktif rüzgarlar, dev dalgalar yaratır. Nasıl dev? Tam 25 metreye kadar yükselebilir! Yani neredeyse sekiz katlı bir binanın yüksekliği kadar.
İlginizi çekebilir:
Çete Savaşlarının Eksik Olmadığı Dünyanın En Tehlikeli 12 Mahallesi
Eğer buradan geçmeyi planlıyorsanız, sizi bekleyen iki farklı senaryo var👇

“Drake Gölü” (Drake Lake): Şansınız varsa deniz nispeten sakinleşir ve rahat bir yolculuk yaparsınız.
“Drake Sarsıntısı” (Drake Shake): Şanssızsanız (ki birçok kişi çoğunlukla şanssızdır), okyanus sizi oraya buraya savurur. Dalgalar gemileri fırlatır, tabaklar havada uçar, mide bulantısı kaçınılmaz hale gelir!
Bir bilim insanı olan Karen Heywood, Drake Geçidi’ni geçen bir gemide yaşadığı deneyimi şu şekilde tasvir ediyor: “Akşam yemeğine oturduğunuzda, tabaklarınızın kayıp yere düşmemesi için masalarda yapışkan paspaslar olduğunu görmek oldukça ilginç.”
Yani düşünün, yemeğinizi düzgün yemek bile bir savaş! Drake Geçidi sadece denizcilerin korkulu rüyası değil, aynı zamanda iklim bilimciler ve araştırmacılar için büyük bir öneme sahiptir. Çünkü burası, dünya okyanuslarının en büyük karbon yutaklarından biridir!
Karbon yutağı mı? O da ne demek?

Okyanuslar, insanların atmosfere saldığı karbonun %30’undan fazlasını hapsediyor. Ancak Drake Geçidi, bu konuda diğer alanlara göre daha etkili çalışıyor. Burası, çılgın akıntılar ve dev dalgalar sayesinde, yüzeydeki karbonun derin oceanlara çekilip uzun süre korunmasını sağlıyor.
Antarktika’nın buz gibi kalmasının sebeplerinden biri de Drake Geçidi

Geçit, Güney Amerika’dan gelen sıcak havanın Antarktika’ya ulaşmasını engelliyor. Araştırmalara göre, geçidin yaklaşık 49 milyon ila 17 milyon yıl önce açılması, Antarktika’nın büyük ölçüde soğumasına ve devasa buz tabakalarının oluşumuna neden olmuştur.
Günümüzde bile, Drake Geçidi’ni geçerken sıcaklık aniden düşmektedir. Southampton Üniversitesi’nden fiziksel okyanografi uzmanı Alberto Naveira Garabato bu durumu şöyle ifade ediyor: “Kesinlikle kendinizi buzlu bir dünyada buluyorsunuz.”
Kısacası, burası yalnızca dehşet verici dalgalarıyla değil, aynı zamanda gezegenimizin iklimini şekillendirmesiyle de oldukça önemli bir yer.
İlginizi çekebilir:
Her Adım Tehlike Dolu! Dünyanın En Korkunç 10 Yürüyüş Yolu
Eğer Drake Geçidi gibi güçlü bir doğal bariyer olmasaydı, Antarktika bugün çok daha az buz tutardı

Küresel ısınmanın etkileri çok daha hızlı hissedilirdi ve dünyadaki iklim dengesi tamamen değişirdi. Ancak iklim değişikliği Drake Geçidi’ni bile etkiliyor. Akıntılar ve rüzgarlar yavaşlıyor, bu da okyanusun karbon hapsinde azalma meydana getiriyor. Bu nedenle bilim insanları, bu geçitte olan tüm gelişmeleri sürekli izliyor.
Kaynak: 1